İmplant cerrahisindeki en son yeniliklerden bir tanesi de “Flapless Surgery” olarak adlandırılan ‘dikişsiz implant’ uygulama prosedürüdür. Bu tekniğin başarısı uzun yıllar süren klinik çalışmalarla desteklenmiş ve günümüzde bunun için uygun hastalara güvenle uygulanabilen bir yöntem haline gelmiştir. Bu teknikte klasik implant uygulamalarından farklı olarak diş etinde herhangi bir kesiye ve dolayısıyla dikişe gerek kalmıyor.
- Kanama minimal düzeyde olur, bu nedenle kan sulandırıcı ilaç kullanan hastalar için idealdir.
- İşlem süresi çok kısa sürer.
- Sonrasında dikiş atılmasına gerek yoktur.
- Bu işlemde (flap) dişeti açılmadığından dolayı krestal kemik kaybı ve buna bağlı oluşan yumuşak doku enflamasyonu klasik cerrahiye göre daha azdır.
- Ödeme bağlı olarak ortaya çıkan şişlik durumu hemen hemen hiç gözlenmez.
- İşlem esnasında ve sonrasında ağrı neredeyse olmaz.
Bu tekniğin her hastada rutin uygulanabileceğini söylemek doğru olmaz. Yapılan çalışmalar tekniğin avantajlarını desteklese de burada önemli olan doğru hastanın seçilmesi ve uygun cerrahi tekniğin, gerekli donanıma sahip kliniklerde bu konuda tecrübeli hekimler tarafından yapılacak olmasıdır.
Tekniğin güvenle uygulanabilmesi için implant yerleştirilecek kemiğin yeterli genişlikte olması çok önemlidir. Bu sebeple böyle bir cerrahi öncesi çene kemiğiniz muhakkak 3 boyutlu görüntüleme ve tomografiyle desteklenmesi gerektiğini unutmayınız.Dikişsiz implant tedavisi doktorların hastanın diş etini kesmeden gerçekleştirdikleri bir tedavi yöntemidir. Bu yöntemde kullanılan teknik ise kapalı tekniktir.
Diş eti kesilmediği içinde dikişsiz implant olarak adlandırılır. Diş hekimlerin dikişsiz implant tedavisini tercih etme sebepleri arasında kişilerin enfeksiyon riskinin yüksek olması yer alır. Tedavide diş etleri açılmadığı için enfeksiyon oluşma riski azalmış olur. Ayrıca fazla sigara kullanımı da tedavinin dikişsiz yapılma sebepleri arasında bulunur.
Ancak dikişsiz implant tedavisinin uygulanması için kişilerin kemik yapısının düzgün ve ince olmaması gerekir. Bu şekilde kemik yapısına sahip olan kişilerde dikişsiz implant uygulanamaz. Tedavi öncesinde diş hekimleri kişilerin kemik yapılarını inceler ve uygun olduğu durumlarda tedaviyi uygular.Dikişsiz implant uygulaması, diş tedavilerinde ve estetik işlemlerinde sıklıkla tercih edilen bir uygulamadır. Bu süreçte, ilk olarak tedaviyi almak isteyen bireyin gerekli koşulları (yaş, diş hekimi tarafından işlemin uygun görülmesi, bireyin sahip olduğu hastalıklar gibi etkenler) sağlıyor olduğu tespit edilmelidir.
Daha sonra çene kısmının uyuşturulması, ancak bireyin hala uyanık halde olduğuna emin olmak gerekir. Çene ile uyumlu olan ve vidalama yöntemine göre yerleştirilen implant diş kökü üzerine, bireyin kendi dişleri ile uygun renk tonuna sahip olan dişlerin yerleştirilmesi sağlanır. Bu işlemlerden sonra uygulama aşaması tamamlanır. Ancak hastanın hemen katı gıdalar yememesi ve doktorun uyarılarına dikkat etmesi gerekir.Tamamen dişsiz çenelerde dikişsiz implant tedavisine başlanırken diş hekiminin isteyeceği bir ağız röntgeni ile nasıl bir süreç izleneceği konusu ortaya çıkmaya başlar. Diş kaybının ne zaman olduğu bu süreci etkileyebilir. Diş kayıplarının çok eskiye dayandığı durumlarda kemiklerde erime gerçekleşmişse öncelikle bu kemiklerin desteklenmesi gerekecektir. Bu durumda implant tedavisi altı ay kadar sürebilir.
Dişler yeni kaybedilmişse kemik erimesi henüz başlamamış demektir. Bu durumda dikişsiz implant tedavisi çok kısa sürede tamamlanabilecektir. Bazı hastalarda çene kemikleri daha geç eriyebilir. Böyle durumlarda kayıplar eskiye dayansa dahi tedavi süreci uzamaz. İmplant tedavisinden sonraki üç aylık sürede kontrol için sık sık randevu verilebilir. Yeni dişlerin kullanımında bir problem olup olmadığı, ağızda komplikasyon gelişip gelişmediği kontrol edilir
